57177 entry daha
  • beni anla, sevmenin ne olduğunu bilerek seviyorum seni.
  • seri artılıyorum, şapşal. ölürüm ben sana. :*
  • seri eksileyen o çocuğu, derhal terk et burayı arkadaşım.
  • sıradanmışsın,ben yanılmışım..
  • özledim.. kokunu, sesini, herkese devirdiğin o güzel gözlerini, yumuş yumuş yanaklarını, kıvır kıvır saçlarını, beni dinlemeni.. her bokunu özledim be.. seni özledim..
  • benden uzak allah'a yakın ol
  • bana sarılır mısın?
  • bir faydası olacak mı bilmiyorum ama ben de. üç hesaptır takip ediyorum, kendi problemlerimden ötürü, ilk başta başkası sanmama rağmen. kimseye bu kadar takıntılı olmamıştım. her kimsen kabüldür ve çok güzel yıllar garanti. daha iyi bir hayat sunabilmek için her şeyi göze alırım. sana kanım çok ısındı.
  • kendi kendime aldığım sana yazmama kararımın, bilmem kaçıncısının sonunda, önüme gelen bir suret, büyümekte olana tohum, gübre ve su oldu ve en nihayetinde yazmak eylemi de kaçınılmaz oldu. bu sureti biraz anlatmam gerekiyor. ancak, bu suret bazen gözünün önünde de olsa, kelimelerin yetersizliği veya çaresizliği sebebiyle, gerçekten var olanı ifade etmesi, tarif etmesi çok güç olabiliyor. bile bile lades olmamak ve başarısız olacağım, seni tarif etmek savaşına hiç girmeyeceğim. bu henüz yan yana gelmemiş kelimelerin tümüne ayıp olur.
    ışıltıdan uzak, sakin bir güzellik demek, gözlerimi yakan bu ışığa haksızlık olur mesela.
    öyle bir söz ile anlatmak mümkün olsaydı ya da içinde metaforlar barındıran afili bir cümle yetiyor olsaydı bunu benden önce bir sürü yazar ve şair yapardı. ancak mümkün değil.
    kimi insanların on binlerce kilometre yol kat edip görmeyi arzu ettiği büyülü bir antik şehir gibi ya da bundan yıllarca sonra bile ilkokul kitaplarında, gelecek nesillere gösterilmesi gereken değerli bir hazine gibi. daha önce de söyledim. benim gibi inkârcılara sunulması gereken, bir yaratıcının kanıtı gibi.
    eğer insan fark edilmiyorsa, bir şey yapmanın da gereksiz olduğuna kanaat getiriyor bir yerden sonra. bu eğer bir lüksse, senin böyle bir lüksten mahrum kalman çok kötü. zira senin fark edilmemen mümkün değil. bazen kalabalıkların içerisinde nasıl dolaştığına hayretle şaşırıyorum.
    seni her zaman görmek şansına sahip insanlar var ve acaba bu insanlar gerçekten sahip oldukları bu talihin farkında mı? keşke yanımda olsaydın ve sana bahsetmek istediklerimi bir çırpıda söyleyebilmek kudreti bende olsaydı. cahit zarifoğlu’nun bir sözü vardı; “her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi. az kalsın ölüyormuşum gibi.”
    biliyor musun? bu çok güzel bir söz.
    yaşadığımız bu hayatın içinde karşımıza hep kötülükler ve çirkinlikler çıkıyor. özellikle benim başıma nadiren iyi şeyler gelir. zaman zaman düşünüyorum, senin karşıma çıkmanı sağlayacak iyiliği nerede ne zaman kime yaptım diye. bana hayır duasını eden kimse, gerçekten de mübarek bir insanmış.
    sana yazdıklarımın yitip gitmesini istiyorum sen okuduktan sonra. geriye dönüp baktığında bu yazıları yazan kişiyi değil, sadece beni hatırlamanı istiyorum çünkü. gerçek olan hangisi bilmiyorum. ya da doğru olan hangisi bilmiyorum. bu yüzden günü geldiğinde bana verdiğin sözü hatırlatacak ve tutmanı isteyeceğim. bunun için beni affet.
    son olarak ümit yaşar oğuzcan’ın bir şiiri ile yazımı noktalamak isterim.
    ne vardı?
    hiç karşıma çıkmasaydın
    bu kör olası gözler görmeseydi seni
    ne vardı?
    güzelliğini hiç bilmeseydim
    bir dua gibi bellemeseydim adını
    ne vardı bütün gece
    gözlerimi tavana dikerek
    seni düşünmeseydim.
284 entry daha
hesabın var mı? giriş yap